“İnsan ne yerse o” mudur?
Prof Dr
Aziz Ekşi
Gıdanın
önemini vurgulamak için genellikle iki
deyişe atıf yapılır. Bunlardan birincisi ” gıdanız
ilacınız, ilacınız gıdanız olsun” deyişidir. Hipokrat’a ait olan bu
sözün gerçek anlamı; doğru beslenilirse ilaca gerek kalmayacağı veya hasta olunursa
gıda ile iyileşileceğidir. Alternatif
tıp bu sözü böyle anlıyor olmalı..Hipokrat’
ta söylese deyişin bu anlamda doğruluğu tartışmalıdır. Fakat gerçekte beslenmenin
önemine vurgu anlamında uyarıcıdır.
Bu amaçla
kullanılan ikinci deyiş ise “insan ne yerse odur” sözüdür. Filozof
Karl Vogt’(1817-1895)’a da mal edilen1 bu sözün, gerçekte başka bir filozofa, Ludwig
Feuerbach’a ait olduğu anlaşılıyor2.Gıdaların fonksiyonelliği
konusundaki bir yayında tarafımdan da
bu söze atıf yapılmıştır3. Bu söze atıfın amacı; gıda tüketimi ile insan sağlığı arasındaki
ilişkiye dikkat çekilmesidir. Fakat toplumdaki algılama bunun çok ötesine
geçiyor. Gıdanın yararı bir tarafa bırakılıyor ve nerdeyse sağlıkla ilgili her olumsuzluk gıdaya bağlanıyor. Bu nedenle, bu sözün anlamına ilişkin bu yanlış algılamanın
irdelenmesi gerekiyor.
Ancak
daha önce, bu sözün söylendiği ortamdaki ilginç felsefi tartışmalara da kısaca değinmek
gerekiyor. K.Vogt ve L.Feuerbach 19.yüzyılın materyalist(maddeci) dünya görüşünü
savunan filzoflarından.Kısaca, düşünceye değil de maddeye öncelik veren bir
yaklaşım. Örneğin L.Feurbach düşünceyi, beyindeki
fosforlu bileşik varlığına bağlıyor. Daha da ileri giderek “insan ne
yerse odur” diyor.K.Vogt ise beyin ile düşünce rasaındaki ilişkiyi “düşünce beynin bir salgısıdır” diye
açıklyor. Bu ilişkiyi, karaciğerle safra
ve böbrek ile üre arasındaki ilişkiye
benzetiyor.Olayı bu kadar basite
indirgedikleri için de bunlara kaba(vulgar) maddeci deniliyor. Bu noktada Vogt’un; yaratıcı, nükteli ve
alaycı bir kişi olduğunu vurgulamakta
fayda var.
Konumuz
bu felsefi tartışmada taraf veya karşıt olmak değil. Fakat,”insan ne yerse odur” sözünün gıda
dünyasında çok taraftar bulmasıdır. Bunun nedeni; bu sözden yola çıkılarak “insan
sağlığının yalnızca gıdaya bağlı olduğunun”
sanılmasıdır. Oysa insan sağlığı, yalnız gıdaya değil başka faktörlere de
bağlıdır. Gıda da bu faktörlerden yalnızca
biridir. Yanlış algılama, bu gerçeğin anlaşılmasını zorlaştırıyor.Bununla da
kalmıyor, sağlıkla ilgili her olumsuzluk gıdaya bağlanıyor Tartışılması gereken
işte bu anlayıştır. Çünkü gıda ile sağlık arasındaki gerçek ilişkinin
kavranması bu tartışmadan geçiyor.
Kalp ve
damar hastalığının doymuş yağca zengin gıda tüketimi ile ilişkisini doğrulayan
araştırmalar var. Bu ilişkinin anlamlı olmadığını, bireyden bireye farklı
olduğunu gösteren yayınlar da vardır. Gerçekten kalp hastalığı yalnzca gıda tüketiminden
mi kaynaklanıyor? Uzmanlara göre, bu açıdan genetik miras(aile öyküsü) ve başka
faktörlerin de dikkate alınması gerekiyor.
Kanser
tiplerinin zamanla yaygınlaştığı ve bunun gıda tüketimindeki değişiklikten
kaynaklandığı görüşü oldukça yaygın.Kuşkusuz gıda tüketiminin de payı vardır.
Fakat zamanla değişen yalnız gıda tüketimi midir? Bu açıdan kentleşme,
endüstrileşme, çevre kirliliği, hareketsiz yaşam gibi olguları görmezden gelebilir miyiz?
Bu
yanlış yaklaşım, gıdanın “günah keçisi”
olarak görülmesine yol açıyor. Her olumsuzluk gıdaya bağlanırken gıdanın yararı
gözden kaçırılıyor.
Sağlıklı yaşam herkes için önemlidir ve tek başına gıda tüketimine bağlı değildir.Öyle olsaydı; sağlıklı yaşamı yakalamak çok daha kolay olurdu. Nitekim uzmanlar bu açıdan başka faktörlerin de altını
Bunların
başında genetik faktörler geliyor. Kalıtım veya aile öyküsü de deniyor
buna. Kuşkusuz optimal
beslenme de bu faktörlerden biri. Yeterli, dengeli ya da sağlıklı gıda
tüketimi bu kapsama giriyor. Ayrıca fiziksel aktivite var.Hareketli yaşam
programları boşuna uygulanmıyor. Bunun gibi stres kontrolu önemli.Yaşanan her gerilim insanı az veya çok yıpratıyor. Bu faktörlerden biri de uyku kalitesi. Uyku yetersizliği vücut direncinin zayıflamasına yol açıyor. Bir
başkası da kötü alışkanlık... Tütün, alkol vb...Bunlardan olabildiğince
uzak durulması öneriliyor.Yaşadığımız
ortam da çok önemli.Özellikle çevre kirliliği.Havanın, toprağın,
suyun temizliği...
Bu
gerçekler, “insan ne yerse odur”
sözünü doğrulamıyor.Sağlıklı yaşam açısından her olumsuzluğu gıdaya bağlamak
bilimle bağdaşmıyor...
---------------------------------
1Hançerlioğlu,O(1993 ).Felsefe
Sözlüğü.Remzi Kitabevi. İstanbul.
2Corus,P(2007).
Fundamental problems:The method of philosophy as a systematic arrangement of
knowledge. CosimoClasics.New York.
3Ekşi, A (2004). Bilimsel ve yasal açıdan
gıdaların fonksiyonelliği. Gıda Kongresi Tebliğleri (sayfa: 6-12). Ege Üni.Gıda
Müh.Bölümü yayını. İzmir.
4Özge,A.(2018).https://www.medimagazin.com.tr/guncel/genel/tr-296-cesit-bas-agrisi-27-cesit-migren-var-11-681-76382.html
5Anonymous(2013). Techniqeus of healthy cooking.
The Culinary Institute of America. Willey. Washington.
Yorumlar
Yorum Gönder