Türkiye'de gıda kontrolu yeterli mi?
İnsanların gıdalardan
giderek daha fazla kuşku duyduğu bir çağda yaşıyoruz. Kuşku gıdanın zararlı veya hileli
olup olmadığı ile ilgilidir. Gerçek dışı bilgiler de bu kuşkuların tuzu ve biberi oluyor. Tüketicinin kafasındaki sorular kanıta dayalı olarak yanıtlanmadığı
sürece kuşkuların azalması beklenemez. Bu soruları yanıtlaması gereken ise
öncelikle gıda kontrol sistemidir. Ancak bu sanıldığı kadar kolay değildir.
Gıda kontrolu deyince, nedense yalnız kamu kontrolu anlaşılıyor. Gerçi gıda kontrolundan öncelikle kamunun ve kamu adına da
Gıda ve Tarım Bakanlığı’nın sorumlu olduğu doğrudur. Fakat bu konuda her şeyin devletten beklenmesi
yanlıştır. Gıda kontrolunun; kamu, işletme
ve tüketici olmak üzere bütüncül bir yaklaşımla irdelenmesi gerekiyor. Eğer
işletme ve tüketici kontrolu yetersizse kamu kontrolunun başarılı olması beklenemez.
Kamu kontrolu ile başlayalım. Öncelikle bütün işletmelerin
kayıt altına alınması gerekiyor. Türkiye’de kayıtlı
gıda işletme sayısı; 303 000’i satış yeri,
244 000’i tüketim yeri ve 83 000’i
üretim tesisi olmak üzere 630 000 dolayındadır. Ancak bu sayının gerçek işletme sayısını yansıttığı
kuşkuludur. Çünkü, “kayıtdışı” ve
“merdivenaltı” ülkemizde en sık duyulan
kavramlardan biridir. Nitekim bilimsel bir araştırma1, Türkiye’de
kayıtdışı ekonominin %28.7 olduğunu gösteriyor. Ve bu oranla Türkiye, OECD ülkeleri
arasında birinci sırada yer alıyor. Türkiye’de kayıtdışının yaygın olduğu
sektörlerden biri de konaklama ve gıda hizmetleri. %45 oranı ,le ikinci sırayı alıyor. Kayıt altına alamıyorsak nasıl kontrol
edeceğiz?
Kamu kontrolunun en
kritik bileşeni gıda kodeksidir. Gıda
kodeksi deyince, gıdaların özelliklerini ve kontrol sistemini tanımlayan yatay ve dikey düzenlemeleri(tüzük,
yönetmelik, tebliğ vb) anlıyoruz. Bu kodeksinin hem uluslararası düzenlemelere hem de ülke
gerçeklerine uygun olması gerekiyor. AB
sürecinin itici gücü ile kamunun eli bu açıdan oldukça güçlüdür. Ancak, uyumlaştırma
hızının giderek yavaşladığı görülüyor.
Gıda işletmelerinin (üretim,
satış, tüketim yeri) kontrol sıklığı
da oldukça önemlidir. Kontrol sıklığının risk analizine dayanması gerekiyor. Gerçi her ilin yıllık kontrol programı hazırlıyor. Fakat kontrol sıklığının bilimsel yaklaşımla
belirlendiği söylenemez. Çünkü Türkiye’de gıda kaynaklı riskleri bilimsel bir
yaklaşımla değerlendiren bağımsız bir kurul henüz yoktur. Risk analizine dayanmadan belirlenen kontrol sıklığının
başarısı tesadüfe bağlıdır.
Öte yandan 2016
yılında gerçekleştirilen kontrol sayısı 735 000’dir2. Buna göre işletme başına yıllık kontrol
sayısı ortalama 1.17’dir. Oysa, en düşük
risk grubundaki işletmeler için bile
yılda en az 2 kez denetim uygulanmalıdır. Risk düzeyi açısından gıda
işletmelerinin düşükten yükseğe doğru satış yeri>tüketim yeri>üretim tesisi olarak sıralanması yanlış olmaz. Buna göre yıllık denetim sayısının satış
yerleri için en az 2, tüketim yerleri için ortalama 3 ve üretim yerleri için
ortalama 4 olarak öngörülebilir. Bu yaklaşıma ve kayıtlı işletme sayısına göre
Türkiye’ de yılda 1 670 000 denetim
yapılması gerekirken gerçekleşen 735 000’dir. Başka bir deyişle, işletme başına yıllık ortalama denetim
sayısının 1 670 000/630 000=2.51 olması
gerekirken gerçekleşen 1.17’dir. Bu olgu Türkiye’de gıda kontrol sıklığının yeterli olmadığını gösteriyor.
Gıda kontrolü, gıda denetçisi ile gerçekleştiriliyor. Kontrolun etkinliği
açısından denetçi sayısı kadar denetçi
niteliği de önemlidir. Türkiye’de gıda denetçisi sayısı 6300 dolayındadır2.
Denetim genellikle 2 kişiden oluşan bir takımla yapıldığına göre 3150 denetçi
takımı söz konusudur. Hafta sonu, yıllık izin ve tatil günü dışında denetçinin yıllık çalışma süresi 250 gün alınırsa ve her
takımın günde 1 denetim yapacağı düşünülürse yıllık denetim kapasitesi 250x3150=
787 500’dür. Oysa etkili bir kontrol için yılda yapılması gereken denetim
sayısı 1 670 000’dir ve buna göre mevcut
denetim kapasitesinin 2 katından daha
fazladır. Bunun yolu da önce denetçi sayısının
2 katına çıkarılmasından geçiyor.
Denetçi sayısı gibi,
denetçi niteliğinin de yeterli olduğu söylenemez. Bu alanda farklı meslek
grupları görev alıyor. Bu doğaldır fakat ortak bir formasyon için 4 günlük eğitim
süresi yeterli değildir. Eğitim programında yalnız mevzuata değil gıda bilimi ve gıda teknolojisi, analiz
tekniği, kemometri vb alanlardaki
gelişmelere ve yeniliklere de yer verilmeli ve sıkı bir yetkinlik sınavı uygulanmalıdır.
Gıdaların bileşen açısından gıda kodeksine
uygunluğu/aykırılığı laboratuvar analizi ile belirleniyor. Bu amaçla
farklı illerde 41 kamu gıda kontrol laboratuvarı vardır. Laboratuvarların nerdeyse tümünün
akredite olması olumludur. Ancak
analiz kapasitesinin yeterli olduğu söylenemez.
Ayrıca 93 adet özel gıda kontrol laboratuvarı bulunuyor. 2015 yılındaki toplam 540 264 gıda analizinin yaklaşık %30’unun
özel laboratuvarlarda yapıldığı
anlaşıyor. Türkiye’de bu kadar özel gıda kontrol laboratuvarının gerekli olup
olmadığı tartışılmalıdır.
İşletme kontrolu açısından iyi tarım(GAP) ve gıda güvenliği) (HACCP) sistemlerinin uygulanması özellikle
önemlidir. GAP (iyi tarım uygulaması) birincil üretim/tarımsal üretim yerleri için geçerlidir. Ancak tarım
işletmelerinin küçüklüğü, toprakların parçalılığı ve kooperatif yetersizliği uygulamayı güçleştiriyor.
Öte andan 5996 yasa; birincil üretim hariç diğer işletmelerde HACCP sistemi
oluşturulmasını öngörüyor. Ancak özellikle KOBİ’lerde HACCP sisteminin
yeterince uygulandığı söylenemez.
Ve tüketicinin işlevi… Gıda kontrolü
açısından anahtar niteliğindedir. Satın almadan önce ambalajı kontrol
etmiyorsa, etiketi okumuyorsa, rastladığı aykırılığa tepki vermiyorsa
işlevinin yeterince farkında değil demektir. Türkiye’de tüketicinin en azından etiket okuma alışkanlığının
yeterli olmadığı bir gerçektir.
Kısaca;
Türkiye’de gıda kodeksi güncelleme yavaşlığı dışında oldukça yeterlidir. Ancak
gıda kontrolunun; işletme kaydı, denetim sıklığı, denetçi sayısı ve niteliği, analiz
kapasitesi, kalite sistemleri ve tüketici desteği açısından yeterli olduğu söylenemez.
1
Elgin, C. and Oztunalı, O. 2012. Shadow economies around the world: Model based
estimates. Bogazici University Working Papers 2012-05.
2
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı.2016 yılı faaliyet raporu. https://www.tarim.gov.tr/...
LABMEDYA.COM, 12.09.2017
Yorumlar
Yorum Gönder