Gıda gerçekliği ve doğrulanması
Prof Dr AZİZ EKŞİ-
Lefke Avrupa
Üniversitesi Gastronomi Bölümü
ÖZET
Gıda
gerçekliği, bir gıdanın aslına uygun olup olmadığını ya da kendine
özgü özellikleri taşıyıp taşımadığını tanımlayan bir kavramdır. Bu özellikler
gıdanın; genetik kaynağına, yetişme
bölgesine, yetişme yılına, yetiştirme tarzına, proses tekniğine, bileşen
dağılımına, yasal adına veya etiket
bildirimine ilişkin olabilir. Gerek
tüketicinin korunması, gerek dürüst rekabet açısından bu özelliklerin analiz
edilerek gıdanın aslına uygunluğunun doğrulanması gereklidir.
Gıda
gerçekliğinden sapmalar ise genel olarak gıda hilesi olarak adlandırılmaktadır.
Antik çağda ekmek ve bira ile
başlayan gıda hilelerinin günümüzde de
zeytin yağı, bal, süt, şarap, biber gibi çok sayıda gıda ile devam
ettiği görülmektedir. Bunun başlıca
nedenlerinden biri analiz tekniklerinin hile teknikleri karşısında yetersiz
kalmasıdır. Gelinen noktada yapılması gereken, her gıda grubu için gerçekliği yansıtan kapsamlı bir veri tabanı oluşturulmasıdır.
Böylece gerçeklikten sapmalar daha açık görülecek ve hileler daha hızlı
kanıtlanacaktır.
Gıda
gerçekliği tüketicinin korunması açısından olduğu kadar hileli rekabetin
engellenmesi bakımından da önemlidir. Bu nedenle üretici firmaların gıda ve
bileşen düzeyinde zaaf değerlendirmesi ile hile açısından öncelikli gıdalar
ile hileye açık bileşenleri belirlemesi
ve zayıflığı gidermeleri gereklidir.
ANAHTAR KELİME: hile, zaaf , etiket,
analiz
1.HAMMURABİ İLE BAŞLAYAN SÜREÇ
Antik çağda kentlerin oluşması ile gıda gereksiniminin
büyük ölçüde dışarıdan sağlanması gerekli oldu. Bu nedenle gıdaların yeterli olması kadar kalitesi üzerinde de titizlikle durulmaya başlandı. Yapılan
düzenlemeler gıdaların yalnız tazeliği,
sağlığa uygunluğu ve zararsızlığı ile sınırlı değildi. Halkın
kandırılmaktan ve aldatılmaktan korunmasını da kapsıyordu. Mettke (1979)’ye
göre gıda hukuku da böyle başlıyordu.
Bu saptamadan, gıda hilesinin antik çağa kadar uzandığı anlaşılıyor. Shears(2006)’in gıda hilesini, “eski bir
problem fakat yeni bir konu” olarak
tanımlamasının nedeni de bu olmalıdır. Nitekim Babil’de, Hammurabi yasaları(MÖ 1760) ile
gıda hilesine karşı acımasız cezalar öngörülüyor.
Bunun gibi, eski Mısır’da bira ve ekmek üretimi ve denetimi için
kurallar konuluyor. Roma’da sahte ve hileli gıdalara karşı satış yerleri kamu görevlileri(prafectus
annonea) tarafından denetleniyor (Mettke 1979).
Eski Roma ve Atina’da özellikle
şarap ve zeytin yağı hilesine karşı yasal düzenleme yapıldığı görülüyor(Sumar
ve İsmail (1995). 13.yüzyılda Fransa ve Almanya’da gıda
kontrol uygulaması tanımlanıyor ve
İngiltere’de ekmek hilesine karşı cezalar belirleniyor. Sebastian Brandt bu durumu bir şiir ile şöyle
hicvediyor(Mettke 1979):
“Şarap
saf olarak bırakılmadı /onunla çeşitli
hileler yapıldı/ güherçile, kükürt, odun
külü hardal otu/fıçı deliğinden şaraba
katıldı”
Osmanlı ise, karşı ilk düzenlemenin Sultan 2.Bayezid
tarafından 1502 yılında “ kanunname-i ihtisab-ı Bursa” adı ile yapıldığı
görülüyor. Bu düzenleme ile farklı gıda grupları(çörek, meyve, sebze gibi) için
bileşim, tazelik, boylama, ambalaj vb
standardları tanımlanıyor.
Gıda hilesinin 19.yüzyılda Avrupa’da ve özellikle
İngiltere’de yaygınlaştığı anlaşılıyor(Shears 2008). İthal
edildiği ve çok pahalı olduğu için o dönemde, herkes çay ve kahve tüketemiyor.
Böylece hilecilerin beklediği fırsat doğuyor. Otel ve lokantalardan kahve
ve çay posaları toplanıyor. Demir sülfat
vb katkılarla boyanıyor, gerektiğinde
nohut unu, kum vb katılıyor. Ekmek ununa
alum(şap) ve tebeşir(CaCO3) tozu, hamura ise kalsiyum sülfat ve
patates püresi karıştırılıyor.
Hile yaygınlığını farkeden kimyacı Frederick C. Accum,
1820 yılında “gıda hileleri ve yemek zehirlenmeleri” konulu bir kitap
yazıyor. Kitap 1 ayda tükeniyor. Aynı
yıl Filadelfiya’da ve 2 yıl sonra Leipzig’te de yayınlanıyor. Fakat Accum kısa
sürede bunu yaptığına pişman oluyor. Kütüphanedeki kitaptan sayfa hırsızlığı ile suçlanarak tutuklanıyor
ve kefaletle serbest kaldıktan sonra
memleketi Almanya’ya dönüyor.
Sonraki
yıllarda The Lancet dergisi ve Thomas Wakley
olayın peşini bırakmıyor. Bu kapsamda Arthur H.Hassal 1854 yılında 2500 gıdayı mikroskopik yöntemle
inceliyor. Özendirici olsun diye hilesiz
gıdalar bu dergide açıklanıyor,
caydırıcı olsun diye de hileli olanların ifşa
olasılığından söz ediliyor. Bu çabalar sonunda taklit ve tağşişi yasaklayan ilk yasa 1874 yılında yürürlüğe giriyor(Shears 2008).
Aynı dönemde Almanya’da da gıda hilelerinin arttığı ve
kriminal boyutlara ulaştığı görülüyor. Yapılan deneylerden una alçı(CaSO4), barit(BaSO4),
tebeşir(CaCO3), magnezya(MgO); hamurlu
gıdalara yumurta sarısı yerine pikrik
asit; süte alçı, tebeşir ve sabun;
tereyağına peynir ve biraya acı yonca özütü katıldığı anlaşılıyor.
Hile ile mücadele için 1876 yılında sağlık
makamı kuruluyor ve 1879’da gıdaya
ilişkin ilk yasal düzenleme yürürlüğe giriyor (Mettke 1979).
2. GÜNÜMÜZDE GIDA HİLESİ
YAYGINLIĞI
Gıda
hilesine; üretim eksikliği, vergi yüksekliği ve fiyat farkı gibi faktörlerin
yol açtığı biliniyor(Corcea et al 2009). Ayrıca; kontrol yetersizliği nedeni ile
yakalanma olasılığının düşüklüğü ve
uygulanan cezaların caydırıcı olmaktan uzaklığı da hileciyi
cesaretlendiriyor.
Bu
nedenle gıda hilesi günümüzde de devam ediyor ve Avrupa ölçeğinde 5 önemli
problemden biri olarak tanımlanıyor(Spink et al 2016)
İngilizce
kaynaklardaki(bilimsel yayın ve yazılı medya) kayıtlara dayalı olarak yapılan
bir araştırma(Moore et al 2012), hilenin yaygın olduğu gıda gruplarını açık
olarak gösteriyor. Bilimsel yayınlardaki toplam 1054 kayıda göre %16
ile zeytin yağı ve %14 ile süt ilk iki
sırada yer alıyor. Bunları %7 ile bal,
%5 ile safran ve %4 ile portakal
suyu izliyor. Yazılı medyadaki 251 kayıda göre ise ilk iki sırada balık(%9) ve
bal(%6) bulunuyor. Bunları %4 ile süt ve
şili biberi, %3 ile zeytin yağı izliyor(Tablo 1).
Tablo 1. Yayınlara göre en sık hile yapılan ilk 10 gıda (Moore
et al 2012)
Bilimsel
yayın(584 kaynak,1054 kayıt)
|
Yazılı medya(93
yayın,251 kayıt)
|
||||
Gıda grubu
|
Sayı
|
%
|
Gıda grubu
|
Sayı
|
%
|
Zeytin
yağı
|
167
|
16
|
Balık
|
23
|
9
|
Süt
|
143
|
14
|
Bal
|
15
|
6
|
Bal
|
71
|
7
|
Zeytin
yağı
|
10
|
4
|
Safran
|
57
|
5
|
Şili
biberi(toz)
|
9
|
4
|
Portakal
suyu
|
43
|
4
|
Süt
|
7
|
3
|
Kahve
|
34
|
3
|
Karabiber
|
6
|
2
|
Elma
suyu
|
20
|
2
|
Havyar
|
5
|
2
|
Şarap
|
16
|
2
|
Kızartma
yağı
|
5
|
2
|
Maple
şurubu
|
16
|
2
|
Paprika
|
5
|
2
|
Vanilya
özütü
|
16
|
2
|
Pirinç
|
5
|
2
|
Türkiye’deki
tek kaynak kamu oyuna açıklanan hileli(tağşiş, taklit) gıda listeleridir ve
hile yaygınlığı konusunda tam olmasa da bir fikir vermektedir. 2012-2015
döneminde laboratuvar analizi sonucu
hileli olduğu kanıtlanan parti sayısı 965’tir. Bunların %38’i süt ve türevi,
%22’si et ve türevi,%12si bitkisel yağ ,
%11’i gıda takviyesi ve %10’u baldır.
Tablo 2. Kamu oyuna açıklanan hileli gıda grupları
2012-16 (GTHB 2016)
Gıda Grubu
|
Parti Sayısı
|
%
|
Süt ve türevi
|
364
|
38
|
Et ve türevi
|
215
|
22
|
Bitkisel yağ
|
117
|
12
|
Gıda takviyesi
|
107
|
11
|
Bal
|
94
|
10
|
Alkolsüz içecek
|
18
|
2
|
Enerji içeceği
|
10
|
1
|
Kahve
|
11
|
1
|
Çikolata
|
10
|
1
|
Fıstık ezmesi
|
6
|
1
|
Diğer
|
13
|
1
|
Toplam
|
965
|
100.0
|
Dünya ölçeğinde pazarlanan gıdaların bir yaklaşıma
göre %7’si, başka bir yaklaşıma göre ise %10’u hilelidir. Dünya Tüketici
Örgütü(WCO)ne göre ise bu yolla ortaya çıkan ekonomik kayıp 49 MİLYAR USD dolayındadır(Pimental 2014, Johnson
2014).
3.HİLEYE KARŞI GIDA GERÇEKLİĞİ
Bu veriler yanında son yıllarda ortaya çıkan deli dana(1996), yeme dioksin
kontaminasyonu,(1999), Türkiye’de sahte rakı(2005), Çin’de süt tozuna melamin
katılması(2008) ve Avrupa’da sığır etine
at eti karıştırılması(2013) gibi gıda krizleri gıda gerçekliğinin ne kadar
önemli olduğunu gösteriyor. Çünkü sarsılan
tüketici güveninin kazanılması ve hileli rekabetin önlenmesi gıda
gerçekliğinin sağlanmasından geçiyor. Ayrıca tescilli coğrafi işaretleme(PGI),
tescilli menşe işaretleme(PDO) ve geleneksel özellik garantisi(TSG) gibi
belgeleme sistemleri ile organik ve açık
alan(free range) gibi belgeli üretim sistemleri de gıda gerçekliği uygulamasını
zorunlu kılıyor.
Gıda gerçekliği(food
authenticity, food integrity dar anlamda bir gıdanın
kendisi, aslı ya da gerçeği olup
olmadığını tanımlamaktadır. Daha geniş anlamda ise bir gıdanın refere edilen kaynağa (tüzük, yönetmelik,
standard vb) ve etiket beyanlarına
uygunluğunu göstermektedir. Dolayısı ile gıdanın doğrulanması gereken bir
özelliğidir ve doğrulama sürecini de
kapsamaktadır. Bir başka açıdan gıda gerçekliği; tüketici tarafından duyusal
düzeyde algılanan ve satın aldığı gıdaya duyduğu güvenle ilgili önemli bir
özelliktir.
Gıda gerçekliği kavramını anlamlı kılan , gıda hilesi(food adulteration,
food fraud) ise gıdanın ekonomik çıkar
için kasıtlı ve illegal bir uygulamaya
maruz kalması veya yanlış etiketlenmesidir. Gıda hilesinin, analiz tekniği
açısından gıda gerçekliğinden sapma
olarak tanımlanması yanlış olmaz. Çünkü hile, gıdanın kendine özgü
özelliklerinin az veya çok değişmesine yol açmaktadır. Dolayısı ile gıda hilesi
ve gıda gerçekliği bir madalyonun iki yüzü gibidir.
Gıda gerçekliğinden sapmaya yol açan başlıca uygulamalar;(1) gıdanın yasal
adını karşılamayan yanlış tanımlama, (2) benzeri fakat daha ucuz bir bileşenin
ikame edilmesi,(3) deklare edilmeyen proses uygulamaları(radyasyon, dondurma
vb),(4) gıdanın miktarının fazla gösterilmesi(su, nişasta vb ile) ve doğru
olmayan köken(coğrafi, genetik, üretim metodu, işleme metodu) deklarasyonudur(Corcea
et al 2009, Spink ve Moyer 2013, Emilia 2013).
Buna göre gıda gerçekliği başlıca
ögeleri; yetişme yılı, yetiştiği bölge, yetişme yöntemi(organik, açık alan),
işleme yöntemi(geleneksel vb), proses tekniği(radyasyon, dondurma), zoolojik
köken (sığır, domuz, kanatlı vb), botanik köken(tür, varyete),etiket uygunluğu
olarak sıralanıyor.
Bu ögeler aynı zamanda gıda gerçekliğinin doğrulanması açısından yanıtlanması
gereken soruları da göstermektedir. Bu sorulara doğru yanıt verilemiyorsa
etkili bir gerçeklik kontrolundan söz edilemez. Bu soruların doğru yanıtlanması
için çok sayıda analiz tekniğinden yararlanılıyor. Bu amaçla en fazla kullanılan analiz
yöntemlerinin HPLC, IR, GC, IRMS,MS ve DNA teknikleri olduğu
belirtiliyor(Moore et al(2012,Yeşilören
ve Ekşi 2014).
Gerçeklik kontrolü açısından analiz tekniğinden daha önemlisi gıda gerçekliğini yansıtan kapsamlı ve
güncel bir veri tabanıdır. Gerçeklikten sapmalar ya da hileler ancak
böyle bir veri tabanı ile kıyaslanarak ortaya konulabiliyor. Bu veri tabanı
belirlenirken; örnekleme, analizi
yöntemi, istatistik yöntem açısından bazı kurallara uyulması da gerekiyor.
Örnekleme; gıdanın özellikleri üzerine etkili başlıca faktörleri(yetişme yılı,
yetişme yöresi, olgunluk düzeyi, yetişme yöntemi, işleme yöntemi vb)
kapsamalıdır. Uygulanan analiz yöntemleri hızlı ve geçerli olmalıdır. Analiz
bulguları uygun bir istatistik yöntemle değerlendirilmelidir. Ve veri tabanı
sürekli güncellenmelidir( Beer 2008, Corcea et
al 2009,Broski 2014).
Avrupa Birliği’nde bu tip çalışmalar
şarap (BEVABS) zeytin yağı(IOC)
ve meyve suyu(AIJN) için yürütülüyor.
Ayrıca Avrupa Komisyonu’nun gıda gerçekliğinin
sağlanmasına bilimsel destek için
bir Ortak Araştırma Merkezi(JRC) oluşturması da olumlu bir adımdır(Beer
2008).
Öte yandan, gıda gerçekliği genel bir kavramdır ve yasal bir tanımı yoktur.
Ancak 5996 sayılı yasanın gıdalarda taklit ve tağşişi yasaklayan( MADDE
24/4) ve gıda etiketindeki bilgilerin yanıltıcı olmamasını öngören (MADDE 24/3)
hükümleri ile yasal bir içerik kazanıyor(GTHB 2010). Ayrıca, gıda
etiketleme yönetmeliği(MADDE 7/1), gıda hakkındaki bilgilerin başta doğası, kimliği, özellikleri,
bileşimi, miktarı, dayanıklılığı, menşe ülkesi veya kökeni, imalat veya üretim
metodu olmak üzere başlıca nitelikleri açısından yanıltıcı olmasını yasaklayarak
gerçeklik kontrolü için yasal zemin
oluşturuyor(GTHB 2017). Eksik olan gıda
gruplarının gerçekliğine ilişkin veri
tabanı oluşturulması konusunda bir çaba olmamasıdır.
4.GIDA GERÇEKLİĞİ İÇİN ZAAF ANALİZİ
Gıda gerçekliğinin sağlanması tüketicinin
korunması açısından olduğu kadar üretici firmalar arasında hileli rekabetin
önlenmesi açısından da oldukça önemlidir(FDF 2015). Bu nedenle firmaların hileye
açık
zayıf yanlarının zaaf değerlendirme
(wulnerability assessment)yöntemi ile belirlemesi öneriliyor. Bu uygulama;(1) ekonomik amaçlı
hile olasılığının belirlenmesini, (2) ortaya çıktığında tüketici ve marka
üzerindeki olumsuz etkisinin anlaşılmasını, (3)önlenmesi veya risklerin
azaltılması için öncelik stratejisi oluşturulmasını amaçlıyor. Ve tüketicinin korunması, markanın
korunması, yasal gerekliliklere uyulması ve finansal kayıpların önlenmesi gibi
bir çok yarar sağlıyor(Constable 2015, Spink et al 2016).
Zaaf değerlendirme için gıda/ürün ve
bileşen/materyal düzeyinde olmak üzere
iki farklı yaklaşım ya da yöntem uygulanıyor.
3
|
|
2
↑
|
|
daha
az →
|
1
daha çok
|
1→
5↓
|
2
|
3
|
4
|
5
|
4
|
||||
3
|
||||
2
|
||||
1
|
Figür 3. Gıda düzeyinde zaaf analizi Figür 4.Bileşen düzeyinde zaaf analizi
Figür 3, gıda veya benzer gıda grubu düzeyinde değerlendirme için uygundur. Hilenin
ortaya çıkma olasılığı 3 puan üzerinden(1: olası değil →3: çok olası), hilenin
etkisi(şiddeti) ise 2 puan üzerinden değerlendiriliyor. Etkinin gıda bileşiminde yer alan her bir bileşen için
değerlendirilmesi ve sonuçların gıdaya
uyarlanması öneriliyor. Etkinin hem gıda hem tüketici hem de marka açısından
değerlendirilmesi gerekiyor. Eğer skor siyah kareye düşüyorsa o gıda hileye açık demektir.
Figür 4 ise bileşen düzeyinde zaaf
değerlendirmesi için uygundur. Bu yaklaşımda koordinatlar; hilenin oluşma
olasılığı(x) ve hilenin yakalanma olasılığından(y) oluşuyor ve her ikisi
de 5→1 aralığında(çok olası→hiç olası değil)
değerlendiriliyor. Eğer skor siyah alanlara düşüyorsa o bileşen hileye açık
demektir. Hilenin tüketici veya marka üzerine etkisi dikkate alınmadığı için bu
yöntem gıda düzeyinde değerlendirme için uygun değildir.
5. SONUÇ
Gıda gerçekliği bir gıdanın kendi olup olmadığını ya da gerçeğine özgü özellikleri taşıyıp taşımadığını gösteren bir kavramdır. Bu kavramı önemli
kılan gıda hilelerinin yaygınlığıdır.
Öyle ki Avrupa’da gıda hilesi başlıca beş sorun arasında sayılıyor.
Gıda hilesi, hem tüketicinin aldanmasına hem de dürüst
rekabetin de bozulmasına yol açıyor. İtici
gücü ekonomik çıkar olduğundan hilenin
sona ermesi için Iranzo(1972)’nun deyişi
ile ekonomik olmadığı noktaya ulaşılması
gerekiyor. Bu nokta, analiz tekniğinin hile tekniğine ağır bastığı, gıda
gerçekliğinin hızlı analiz yöntemleri ile ortaya konulabildiği noktadır.
Güvenli analiz tekniği kadar kontrol sıklığı,
cezaların caydırıcılığı ve etik değerlerin
yaygınlığı da bu açıdan önemlidir. Ayrıca
üretici firmaların zaaf analizi ile hileye açık yanlarını belirlemeleri ve
koruyucu önlem alması gerekiyor.
LİTERATÜR
Beer,S.(2008). Authenticity and food
experience-commercial and academic perspectives. Journal of Food Service, 19,
153-163.
Broski,G. (2010). Adressing food authenticity
challenges. Food Quality and Safety. http://www.foodqualityandsafety.com
(02.02.2017).
Carcea M, Brereton P, Hsu R, Kelly SD, Marmiroli N, Melini F, Soukoulis C,Wenping
D. (2009).Food authenticity assessment: ensuring compliance with food legislation
and traceability requirements. Quality Assurance and Safety of Crops and Food
1(2), 93-100.
Constable,K.(2016). Vulnerability assessment methods. www.foodfraudadvisors.com/what-is-food-fraud/ (11.01.2017)
Emilia
P.(2013).
The authenticity and traceability of food - consumers protection form. Annals of Faculty of Economics, 1(1),
658-662.
FDF.(2015). Food authenticity:five steps to help protect
your business from food fraud guide.Food and Drink Federation.www.fdf.org.uk
GTHB. (2017).Türk gıda kodeksi gıda etiketleme ve
tüketicileri bilgilendirme yönetmeliği.
http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2017/01/20170126M1-6.htm
GTHB.(2016). Laboratuvar analizi ile taklit ve tağşiş
yapıldığı kesinleşen gıdalar. Gıda Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığı.www.tarım.gov.tr(17.12.2016).
GTHB. (2010).Veteriner hizmetleri,bitki sağlığı, gıda ve
yem kanunu. http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2010/06/20100613-12.htm
Iranzo,JR.(1972). Chemische Kennwerte zur Aufdeckung von
Verfaelschungen bei Orangensaft. Flüssiges Obst, 40, 493-495.
Johnson,R. (2014). Food fraud and economically motivated
adulteration of food and food ingredients. Congressional Research
Service(R43356). www.crs.gov
Mettke,T.(1979). Gıda hukukunun gelişimi(çeviri:A.Necip
Ortan). Ankara Üni. Hukuk Fakültesi Dergisi,36)1-4), 227-247.
Moore, JC, Spink J, Lipp M.(2012). Development and
application of a database of food ingredient fraud and economically motivated
adulteration from 1980 to 2010. Journal of Food Science,77(4),R118-126.
Pimentel,P.(2014). Trend and solution in combating
global food fraud. Food Safety Magazine.
www.foodsafetymagazine.com.
Shears. P. (2008). Food fraud-a current issue but an
old problem. British Food Journal 112(2), 198-213.
Spink,J and Moyer,DC.(2013). Understanding and combating
food fraud. Food Technol Magazine,67,1,30-35.
Spink S, Moyer DC, Speier-Pero C.(2016). Intoducing the
food fraud initial screening model(FFIS). Food Control, 69, 306-314.
Sumar,S and Ismail,H.(1995). Adulteration of foods-past nad present.
Nutrition and Food Science, 95(4),11-15.
Yeşilören G ve
Ekşi,A.(2014). . Gıda gerçekliği ve kontrol yöntemleri. GIDA, 39(5),
315-319
Yorumlar
Yorum Gönder